Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu Bölümü’nde yer alan Kütahya, bilinen
tarihi içinde Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu,
Germiyanoğulları ve Osmanlı Dönemi uygarlıklarıyla Türkiye
Cumhuriyeti’ne ulaşmıştır. Kütahya ili sınırları içinde kalan
topraklarda yerleşen ve adı bilinen en eski halk Hitit’lerdir. Buna
rağmen çevredeki Arkeolojik buluntular ilin yerleşim tarihini çok
daha eskilere, ilk çağlara değin götürmektedir. Kütahya için kesin bir
kuruluş tarihi verilememekle birlikte; Hitit metinlerinde geçen
Assuva tarihiyle ilgili IV. Tuthaliya (M.Ö. 1256–1220) yıllıklarına
dayanarak M.Ö. II. binin ortalarında kurulduğu söylenebilir. Kütahya,
bugün de işletilen zengin maden yatakları dolayısıyla tarihin her
devresinde ilgi görmüş, bu sayede geniş ticaret yollarına sahip
olmuş, hızla gelişmiştir. Malazgirt Zaferi’nin ardından XI. yüzyılın
sonunda Türk uygarlıklarıyla tanışan Kütahya, Germiyanoğlu Beyliği’ne
başkentlik yapmış olup Osmanlı Devleti bu topraklar üzerinde
kurulmuştur. Ayrıca Kütahya “Türk ve dünya askerlik tarihi” nin en büyük
zaferinin kazanıldığı yer olarak zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
2. ŞEHRE VERİLEN ADLAR:
Eski kaynaklara, sikke ve yazıtlara göre Kütahya’nın antik
dönemdeki adı “Kotiaeion”dur. Ünlü Antik Çağ Coğrafyacısı Strabon bu
adın, “Kotys’in Kenti” anlamına geldiğini belirtmektedir. Kotys,
Trakya’da yaşayan Odrisler’den olup, Romalılar’ın M.S. 38’de
Anadolu’ya gönderdiği bir komutanın adıdır. Kütahya Müzesi’nde bulunan
bir sikkede bu ad “Koti” olarak geçmektedir. Kütahya adı, eskisine
benzetilerek Türkler tarafından verilmiştir.
3. KÜTAHYA’NIN İLK KURULUŞ YERİ:
İlimizin ilk yerleşim yeri Kütahya kalesi ve çevresidir.
Germiyanoğulları döneminde de kullanılan şehir merkezinde yapılan
kazılarda Roma dönemi nekropol (mezarlık) alanları bulunmuştur. Ancak
şehir merkezinde Frigler dönemine ait önemli bir buluntuya
rastlanmamıştır. Kütahya’nın antik dönemdeki yerleşim alanı henüz kesin
olarak belirlenememiştir. Ne zaman kurulduğu, nerede kurulduğu, ne zaman
ve kim tarafından fethedildiği kesin olarak ifade edilemeyen Kütahya,
bir sırlar kentidir.
Yapılan Arkeolojik Kazılar ve Eski Yerleşim Merkezleri:
Bugüne kadar Kütahya ve çevresinde yapılan sistematik kazı ve
araştırma sayısı çok değildir. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Clive
Foss - Kütahya Kalesi’ni, Epigraf Tomas Drew Bear - Yazıtları,
David French - Roma Yolları ve Mil Taşlarını, İstanbul
Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Turan Efe Antik Yerleşimlerden Höyük
ve Tümülüsleri araştırmıştır. Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Aizanoi
Antik Kentinde başlattığı sistematik kazı ve araştırmalar 1970 yılından
beri devam etmektedir. Müze uzmanlarının Kütahya il sınırlarında
yaptığı inceleme ve araştırma çalışmalarında yüzü aşkın höyük,
tümülüs ve antik yerleşim saptanıp belgelenmiş, yapılan kurtarma
kazılarıyla kentin tarihini aydınlatacak önemli arkeolojik
malzemelere rastlanmıştır. Kütahya Merkez Seyitömer Höyük’te
yapılan kurtarma kazılarında Eski Tunç dönemine uzanan toplu buluntular
elde edilmiş olup Kütahya Arkeoloji Müzesi’nde ayrı bir salonda
sergilenmektedir. Merkez Ağızören Köyü’nde 2000 yılında yapılan
kazılarda Hitit yerleşimine ait nekropol (mezarlık) alanında önemli
arkeolojik malzemeler ele geçmiştir. Kütahya’da Eski Tunç Dönemi’ne
uzanan toplu buluntu veren en önemli merkez, 1977 yılında kömür çıkartma
işlemi sırasında ulaşılan Tavşanlı Tunçbilek, Boyalık ve Gevence
mevkileridir. İlin yerleşim tarihine ışık tutan Eski Tunç buluntu
merkezleri Seyitömer, Tavşanlı - Kayı Köyü, Altıntaş - Üçhöyük,
Domaniç - Elmalı, Simav, Emet ve Çavdarhisar yöreleridir. Buralarda ele
geçen buluntular Bitynia dışında tüm Batı Anadolu’da rastlanan tipik
Troya çanak - çömleği örneklerindendir. Gaga ağızlılar, üç ayaklı
kaplar, depas türü maşrapalar dışında, Balıkesir, Bursa yöresine özgü
Yortan kültürünün bezekli kaplarına rastlanması, Kütahya’nın kuzeyinde
bu kültürün etkin olduğunu göstermektedir.
4. HİTİT - FRİG DÖNEMİ:
Kütahya yöresi, Hititler Dönemi'nde Assuva'nın doğusunda, Hitit Devlet
sınırlarının da batısında yer almaktadır. Antik Çağ bölümlenmesine göre
ise ilin doğu yarısındaki toprakları Frigya, batısı da Mysia
bölgesindedir.
O dönemde Hititlerin siyasal etkisi dışında kalan Batı Anadolu'daki pek
çok kent konfederasyonlar şeklinde örgütlenmiştir. Kuzeybatı
Anadolu'daki As-suva Konfederasyonu bunlardan biridir ve Kütahya'nın
batısında kalan topraklar bu konfederasyona bağlıdır. İlin kuzey
kısımları ise zengin gümüş yatakları ve buna bağlı gelişmiş ticaret
yolları dolayısıyla Hititlerin sürekli ilgi ve etki alanında kalmakta,
bu yüzden sıkça saldırılara uğramaktadır
Hitit İmparatorluk döneminin sonuna doğru doğuda Assuva yöresindeki
bakır yataklarının Asurlar'a kaptırılması, Hititler'in Kütahya'ya
ilgisinin artmasına neden olmuştur. Bu sırada Assuva'nın başında Sum
Dlama, Hititler'in başında IV. Tuthaliya bulunmaktadır. (M.Ö.
1256-1220).
Assuva'ya saldıran Hititler'in ülkeyi yakıp yıktıklarını, Assuva kralı
ve oğlu Kukkulis'i tutsak alıp Hattuşaş'a götürdüklerini IV. Tuthaliya
yıllıklarından öğreniyoruz.
M.Ö. 1200'lerde Trakya'dan Anadolu'ya büyük dalgalar halinde geçen
Frig-ler, bölgede Hitit egemenliğine son verip, doğuda Kızılırmak,
güneybatıda Burdur Gölü'ne kadar uzanan geniş bir alanı yurt
tutmuşlardır.
Bursa, Balıkesir yörelerine gelen yeni oymakların eskilerini daha doğuya
sürmeleri sonucunda Kütahya'nın batı kesimleri Mysia bölgesinde yer
almıştır.
Yine Frigler'in bir kolu olan Bitin ve Tinler'in Kütahya'nın kuzeyine
Bilecik-Sakarya bölgesine yerleştikleri görülmektedir. Frigler'in asıl
kalabalık oymaklarının ise Afyon, Eskişehir, Kütahya üçgenindeki
bölgeye yerleşmesi sonucunda, Kütahya'nın doğusu Epiktetos Frigyası
adını almıştır. Kütahya'nın güneyine, Temnos (Şaphane) ve Dindimos
(Murat) Dağı'na kadar yayılan Frigler yerli Hititler'le karışıp
kaynaştıkça güçlenmiş, kültür alanlarını genişleterek doğuda Fırat'a,
batıda Ege Denizi'ne kadar dayanmalarına rağmen Lidyalılar üzerinde
sürekli bir egemenlik kuramamışlardır.
Frig Yerleşimi-Söğüt Köyü
M.Ö. VIII. yüzyılda devlet olarak örgütlenen Frigler'in barışçı bir
toplum olarak geliştiği, tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları, kaya
mezarları, tapınım alanları ilekendilerine özgü bir mimari getirdikleri,
maden işçiliği ve dokumacılıkta ileri gittikleri, yeni müzik aletleri
ürettikleri görülmektedir. Antik kaynaklar, ünlü masalcı Ezop'un doğum
yeri olarak Kütahya'yı göstermektedir.
M.Ö. 676'da Kafkasya üzerinden Anadolu'ya giren Kimmerler'in, Frigya
Kralı III. Midas'ı yenerek Kütahya ve çevresini ele geçirdiği, daha
sonra M.Ö. 607'de Lidya kralı Alyattes'in Kimmer egemenilğine son
verdiği gözlenmektedir. Lidyalılar döneminde Efes'ten başlayıp başkent
Şart, Uşak ve Kütahya'dan geçerek Adalar Denizi ve Kızılırmak'ın doğu
yakasını birbirine bağlayan Kral Yolu bu dönemde yapılmıştır.
Doğuda gelişerek Anadolu'yu Marmara'ya kadar istila eden Persler'in ünlü
kralı II. Kyros, M.Ö. 546'da Lidyalıları tarihten silmiş, Kütahya'yı
Frig Satraplığı'nın merkezi yaptığı Dinar'a bağlamıştır. Pers
yönetiminin zayıflamasıyla M.Ö. 334'te Biga Çayı civarındaki savaşı
kazanan Makedonyalı İskender bölgede üstünlük kurmuştur. İskender'in
M.Ö. 324'te ölümüyle Kütahya ve çevresi komutanlarından Antigonas'a
geçmiştir. Bölgede M.Ö. III. yüzyılın başlarında yaşanan
karışıklıklardan sonra
Bergama Krallığının üstünlük sağladığı ve M.Ö. 133 tarihinde Kütahya'nın
Roma'nın Asya Eyaleti sınırlarına dahil edildiği görülmektedir.
5. ROMA VE BİZANS DÖNEMİ
Kütahya, Roma egemenliğine girdiği sırada bölgede küçük şehir
devletleri vardır. Kütahya'da Koti-aeion, Gediz'de Cadı, Simav'da
Synaus, Emet'te Ti-beriopolis, Simav Boğazköy'de Ancyra, Altıntaş'ta Soa
ve Çavdarhisar'da Aizanoi Antik yerleşim merkezleri bulunmaktadır. Bu
şehir devletlerini Claudius unvanlı valiler yönetmiş, toplanan verginin
bir bölümünü merkeze gönderip kalanını kentin imarına harcamışlardır. O
dönemin en büyük şehri olan 120 bin nüfuslu Aizanoi'nin Zeus Tapınağı,
İmparator Hadrian MS. (117-138) döneminde toplanan arazi vergileriyle
yaptırılmıştır. Bu bölgede (302) tarihinde yapıldığı saptanan bir borsa
binası vardır. Duvarları üzerinde Latince fiyat listeleri bulunmaktadır.
Bu listeler fiyat artışlarını önlemek için konulmuştur.
M.S.395'te Roma İmparatorluğu'nin ikiye ayrılmasıyla Kütahya, Doğu Roma
İmparatorluğu (Bizanslında kalmıştır. Bu dönemde önemli bir
piskoposluk merkezi olan Kütahya hızla gelişmiş, çevresine yapılan
kalelerle korunaklı bir kent haline getirilmiştir. Zeus Tapınağı
kiliseye çevrilmiş, il ve çevresinde çok sayıda kilise inşa edilmiştir.
6. SELÇUKLULAR DÖNEMİ :
1071 'de Malazgirt Savaşı'nda Alparslan'a yenilen Bizans İmparatoru
Romanos Diogenes salıverildikten sonra Bizanslılar tarafından Kütahya
Kalesi'ne getirilmiş ve gözlerine mil çekilerek cezalandırılmıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti'ni kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075'te
İznik'i aldıktan sonra Kütahya ve yöresine akınlar düzenlemiş, 1078'de
şehri ele geçirmiştir.
II. Yakup Çelebi İmaret Külliyesi
1097'de Haçlıların saldırısıyla Bizans'ın eline geçen Kütahya 1182'de
Selçuklular tarafından geri alınmıştır. 1186'da II. Kılıç Arslan ülkeyi
11 oğlu arasında paylaştırınca Kütahya Gıyaseddin Keyhüsrev'e düşmüş,
çıkan karışıklıklar ve kardeş kavgaları sırasında 1196'da Kütahya tekrar
Bizanslıların eline geçmiş, 1233'de Alaeddin Keykubad zamanında Anadolu
Selçuklularına yeniden kazandırılmıştır
Kütahya'daki Hıdırlık Mescidi, Yoncalı Hamamı ve Camisi, Balıklı Camii ve Medresesi Selçuklu dönemi eserlerindendir.
7. BEYLİKLER DÖNEMİ
I. Alaaddin Keykubad döneminde 1230'da Anadolu'ya gelen Germiyanoğlu
Aşireti, Malatya yöresine yerleştirilmiş olup 1240'ta Baba İshak
ayaklanmasında Selçuklulara yardım etmişlerdir. 1243 Kösedağ
bozgunundan sonra artan Moğol baskısı karşısında Germiyanoğulları
1260'ta göç ederek Kütahya yöresine yerleşmiştir.
1277'de Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasıyla Kütahya ve yöresi
Germiyanoğullarfnın payına düşmüş, hızla gelişen Germiyanoğlu Beyliği,
Batı Anadolu'nun en güçlü beyliği olmuştur. İlk beylerinin Alişir olduğu
bilinmektedir. Alişiroğlu I. Yakup 1300'de bağımsızlığını ilan ederek
Kütahya'yı başkent yapmıştır. 1340'ta yerine geçen oğlu Mehmet Bey
döneminde gelişimini sürdüren Germiyanoğlu Devleti'nin başında 1361'de
Süleyman Şah görünmektedir. Bu dönemde Osmanlı Sultanı I. Murad'ın
Vacidiye Medresesi
oğlu Bayezid'e kızını veren Süleyman Şah, Kütahya, Simav, Emet ve
Tavşanlı'yı kızı Devlet Hatun'un çeyizi olarak Osmanlılar'a vermiştir.
(1381) Yıldırım Baye-zid 1389'a kadar Kütahya'da valilik yapmıştır.
Süleyman Şah, Kula'ya çekildikten sonra 1387'de ölmüş, yerine oğlu II.
Yakup Bey geçmiştir. Germiyanoğulları Beyliği II. Yakup'un vasiyeti
üzerine 1429'da Osmanlılara katılmıştır.
Kütahya'daki Germiyanoğlu eserleri arasında bugün Çini Müzesi olan II.
Yakup İmaret Külliyesi, şimdi Arkeoloji Müzes olan Umur-Bin Savcı
Medresesi ile İshak Fakih Camii ve Medresesi sayılabilir. Germiyan
oğulları döneminde Yıldırım Bayezid'in Kütahya Valiliği sırasında
yapımına başlanan Ulu Camii XV. Yüzyılda Musa Çelebi döneminde
tamamlanmıştır.
8. OSMANLILAR DONEMİ :
1429'da Germiyanoğlu II. Yakup'un vasiyeti ile Osmanlılara geçen Kütahya
bu dönemde bir sancak merkezidir. 1451'de Anadolu Beylerbeyliği'nin
merkezi olan Kütahya'da Kanuni'nin oğulları Şehzade Bayezid (1542-1558)
ve (Sultan II.) Selim (1558-1566) valilik yapmışlardır.
1511'de Safavilerin Anadolu'da yaptıkları bölücülük sonucunda çıkan
Şahkulu ayaklanması Kütahya'ya kadar yayılmıştır. 1833'te Mısır Valisi
Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın Kütahya'yı işgali ve
aynı yıl imzalanan Kütahya Antlaşması ile şehri terk etmesi dönemin
kayda değer olaylarıdır. Kütahya Osmanlı mimarisinin güzel örnekleriyle
donatılmış, çeşme, köprü,
cami, medrese, han ve hamamlarla imar edilmiştir. Selçuklulardan bu
yana devam eden çini sanatı bu dönemde en parlak devrini yaşamıştır.
Dünya tarihinin devlet gözetiminde yapılan ilk toplu iş sözleşmesi,
Fincancılar Esnafı Anlaşması adıyla 13 Temmuz 1766 tarihinde
Kütahya'da imzalanmıştır.
1849'da Osmanlı Devleti'ne sığınan Macar bağımsızlık hareketinin önderi
Lajos Kossuth ve beraberindeki 56 mülteci, 1850-1851 yıllarında
Kütahya'da konuk edilmiştir. Lajos Kossuth'un Kütahya'da kaldığı ev
1982 yılında müze haline getirilmiştir.
1867'de Hüdavendigar Vilayetine bağlı bir sancak merkezi olan Kütahya, 8 Ekim 1923'te vilayet olmuştur.
9. MİLLİ MÜCADELE VE CUMHURİYET DÖNEMİ:
Kütahya'nın Milli Mücadele tarihimizde çok önemli bir yeri vardır.
Cumhuriyetimizin kurulması için verilen bağımsızlık mücadelesinin en
önemli safhası ilimiz sınırları içerisinde yaşanmıştır.
I. Dünya Savaşı sonunda itilaf devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması
hükümlerine dayanarak Anadolu'yu işgale başladılar. İşgaller karşısında
milleti ve memleketi savaşa sürükleyenler, kendi hayatlarının
endişesine düşerek gerekli tedbirleri almamışlardı.Ordunun elinden
cephanesi alınmış, itilaf devletleri türlü vesilelerle yurdun çeşitli
bölgelerini işgale başlamışlardır. İtilaf donanması İstanbul'da;
Fransızlar, Adana'da; İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon'da;
İtalyanlar, Antalya ve Güneybatı Anadolu'da bulunuyorlardı. 15 Mayıs'ta
itilaf devletlerinin izni ile Yunan ordusu İzmir'e çıkmıştır. Bu durum
karşısında Türk milleti tarih boyunca gösterdiği "millet olma bilinci"
içerisinde işgallere karşı Kuva-i Milliye hareketini başlatmıştır.
Kütahya'da Milli Mücadele 20 Eylül 1919 günü başlamıştır. Binbaşı İsmail
Hakkı, Yüzbaşı İsmet, Yüzbaşı Süleyman ve Mülazım Tahsin Beyler
Kütahya'ya gelerek Kuva-i Milliye Teşkilatını kurmuşlardır. Teşkilatın
başına Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Nüzhet Bey seçilmiştir. İsmail
Hakkı Bey Komutasında oluşturulan 350 kişilik bir müfrezenin
İngilizleri Kütahya'dan çekilmek zorunda bırakması Kütahya'da Milli
Mücadelenin ilk başarısıdır.
Kütahya'da, Milli Alayı kurmayı başaran (Prişti-neli) İsmail Hakkı Bey,
Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa tarafından Kütahya Milil
Alayı Kumandanlığıma atanmıştır. İsmail Hakkı Bey Pozantı Kongresi'nden
dönmekte olan Mustafa Kemal Paşa'ya Afyon'da bulunduğu sırada telgraf
çekerek Kütahya'ya "Milli Alayı" denetlemesi için davet etmiştir.
6 Ağustos 1920 tarihinde Kütahya'ya gelen Mustafa Kemal Atatürk, Milli
Alayı denetlemiş ve Kütahya'dan ayrılırken Kütahya Mutasarrıfı Sait
Bey'e kendi el yazısıyla takdirname vermiştir.
Kütahya Milli Alayı, Milli Mücadele yıllarında önemli görevler
üstlenmiş, işgal yıllarında büyük yararlılıklar göstermiştir. 10
Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması sonrasında Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin antlaşmayı tanımadığını ilan etmesi üzerine işgal
hızlanmış, Yunanlılar 13 Temmuz'da Altıntaş'a, 14 Temmuz'da
Tavşanlı'ya, 17 Temmuz'da Emet, Simav ve Kütahya'ya 3 Eylülde Simav'a, 5
Eylülde Gediz'e girmişlerdir. 28 Temmuz 1921'de Kütahya'ya gelen
Yunan Kralı Konstantin Savaş Konseyini burada toplayıp Ankara üzerine
yürüme kararı çıkartmıştır.
Yunan Ordusunun bu ilerleyişi karşısında Türk Ordusu, Sakarya'da
Başkomutan Mustafa Kemal komutasında dünya savaş tarihinde örneği
görülmeyen bir taktikle büyük bir zafer kazanmıştır.
Sakarya'da durdurulan düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla
bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra 26 Ağustos 1922 tarihinde
Başkomutan Mustafa Kemal Büyük Taarruzu başlattı. Bu çarpışmalar
sırasında Türk askeri, tarihimizin her döneminde görülen kahramanlık ve
fedakarlıklarına yenilerini ekledi. 57. Tümen Komutanı Albay Reşat
(Çiğiltepe) Bey'in Çiğiltepe'nin alınmasının yarım
saat gecikmesi üzerine görevini yerine getirememenin üzüntüsü ile
kendisini vurması, bu anlayışa örnek teşkil eder. Zaferden sonra buraya
Albay Reşat Çiğiltepe Anıtı yapılarak anısı ölümsüzleştirilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu bizzat cephede idare ederek üstün
askerlik vasıflarını göstermiş ve her zaman askerinin yanında Türk
ordusuna büyük moral ve destek olmuştur.
30 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal'in Zafertepe'den bizzat
yönettiği meydan muharebesinde Allıören, Keçiler, Kızıltaş Deresi
yolunun iki yanında Yunan birlikleri tamamen sarılmış ve imha
edilmişlerdir. Kızıltaş Deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan
birlikleri ve General Trikopis, General Diyenis ve bir çok Yunan
komutanı kaçmışlardır.
Başkomutan Mustafa Kemal, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak Paşa Çalköy'de
yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum
değerlendirmesi yaparak Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini
önlemek ve Yunanlıları mağlup etmek için İzmir'e girmek görüşüne
varmışlardır. Mustafa Kemal burada Batı Cephesindeki tüm subay ve erlere
okunmak üzere bir bildiri yayınlamıştır.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, Afyonka-rahisar-Dumlupınar büyük
meydan muharebesinde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını
inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve seçkin
ulusumuzun fedakarlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız. Sahibimiz
olan büyük Türk ulusu geleceğine güvenmekte haklıdır. Savaş
alanlarındaki başarı ve fedakarlıklarınızı yakından görüp izliyorum.
Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin
arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ödüllendirme
için Başkumandanlığa öneride bulunulmasını, Cephe kumandanlığına
büyürdüm: Bütün arkadaşlarımın, Anado-
lu'da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde
bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin
kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep
ederim. Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!"
Böylece Kütahya 30 Ağustos Zaferi ile düşman işgalinden kurtarılmış,
bunu 1 Eylülde Gediz, 3 Eylül'de Emet ve Tavşanlı'nın kurtuluşları
izlemiştir.
9 Eylülde İzmir'de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu Mustafa Kemal'in emrini büyük bir başarı ile yerine getirmiştir.
KRONOLOJİK KÜTAHYA TARİHİ
M.Ö.(1800-1200)
Hitit Dönemi,
M.Ö.(1460-1200)
Assuva Konfederasyonu içinde Kütahya,
M.Ö.(1200-676)
Frigler Dönemi,
M.Ö.(607-546)
Lidya Dönemi,
M.Ö.(546-334)
Persler Dönemi,
M.Ö.(334-281)
İskender Dönemi,
M.Ö.(281-133)
Bergama Dönemi,
M.Ö.(133)-M.S.(395)
Roma Dönemi,
M.S. 395
Bizans Dönemi’nin başlaması,
M.S. 8.yy
Kütahya Kalesi’nin inşası,
1078
Kütahya’nın Selçuklularca alınması,
1097
Haçlıların Kütahya’yı alıp Bizanslılara bırakması,
1182
Kütahya’nın yeniden Selçuklulara geçmesi,
1197
Kütahya’nın Bizanslılarca geri alınması,
1233
Kentin kesin olarak Selçukluların eline geçmesi ve Kütahya Kalesine ilaveler yapılması,
1260
Germiyanoğlu Aşiretinin Kütahya’ya yerleşmesi,
1277
Kütahya’nın Germiyanoğullarına ikta olarak verilmesi,
1300
Germiyanoğlu Devleti’nin kuruluşu,
1314
Umur-Bin Savcı Medresesi’nin yapılması,
1381
Germiyanlı Devlet Hatun’un Yıldırım Bayezid ile evlenmesi,
1381-1389
Yıldırım Bayezid’ın Kütahya Valiliği,
1390
Yıldırım Bayezid’ın Germiyanoğlu Devletine son vermesi,
1402
Timur’un Germiyanoğlu Devleti’ni tekrar canlandırması,
1410
Yıldırım Bayezid’ın yapımını başlattığı Ulu Camii’nin tamamlanması,
1411
II. Yakup İmaret Külliyesi’nin yapılması,
1429
Germiyanoğlu II. Yakup’un ölümü ve vasiyetiyle topraklarının Osmanlılara geçmesi,
1451
Anadolu Beylerbeyliği Merkezi’nin Kütahya’ya taşınması,
1511
Şahkulu Ayaklanması,
1542-1558
Şehzade Bayezid’ın Kütahya Valiliği,
1558-1566
Sultan II. Selim’in Kütahya Valiliği,
1766
Fincancılar Esnafı Anlaşması,
1833
Mısır ordusunun Kütahya’yı işgali,
1850-1851
Lajoss Kossuth’un Kütahya’da misafir edilmesi,
10.09.1885
İlk telgrafın çekilmesi,
1892
Demiryolunun gelmesi,
1905
Kütahya eski Hükümet Konağı’nın yapılışı,
20.09.1919
Kütahya Kuva-i Milliye Teşkilatının kurulması,
21.07.1920
Kütahya Milli Alayı’nın Kuruluşu,
06.08.1920
Atatürk’ün Kütahya’ya İlk Gelişi,
03.09.1920
Simav’ın işgali,
05.09.1920
Gediz’in işgali,
05.01.1921
Gediz’in Çerkez Ethem’den alınması,
13.07.1921
Altıntaş’ın işgali,
14.07.1921
Tavşanlı’nın işgali,
17.07.1921
Kütahya’nın işgali,
28.07.1921
Yunan Kralı Konstantin’in Kütahya’ya gelmesi,
30.08.1922
Dumlupınar Meydan Muharebesi Kütahya’nın Kurtuluşu s:18.00,
01.09.1922
Gediz’in Kurtuluşu,
03.09.1922
Emet ve Tavşanlı’nın kurtuluşu,
24.03.1923
Atatürk ve Latife Hanımın Kütahya’yı ziyaretleri,
08.10.1923
Kütahya’nın il olması,
30.08.1922
Atatürk’ün Dumlupınar’a gelişleri,
1926
Kütahya’ya ilk elektrik verilmesi,
1926
Sümerbank Kiremit Fabrikası’nın Açılması,
23-24.01.1933
Atatürk’ün Kütahya’yı ziyaretleri,
21.06.1934
Atatürk ve Şah Rıza Pehlevi’nin Alayunt İstasyonu’nda dinlenmeleri,
24.11.1954
Kütahya Şeker Fabrikası’nın açılması,
1956
Tunçbilek Termik Santralı’nın üretime başlaması,
1958
SLİ Termik Santralı’nın üretime başlaması Emet Etibor İşletmeleri’nin Açılması,
27.10.1961
TÜGSAŞ (Azot) Fabrikası’nın açılması,
1976
Kütahya Manyezit Fabrikası’nın açılması,
1981
Gümüş Fabrikası’nın açılması,
1992
Dumlupınar Üniversitesi’nin kurulması.
11 Ağustos 2011 Perşembe
Kütahya
Kategoriler:
ege bölgesi,
kültür turizmi,
Kütahya,
Türkiye Kaplıcaları
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)