27 Ekim 2007 Cumartesi

illerimiz - Kirsehir

Kırşehir


Kırşehir ilinin bulunduğu topraklar, tarihte Anadolu’da ilk siyasi birliği kuran Hititlerin toprakları içinde bulunuyordu. Hititlerin iç savaş ve iktidar kavgaları ile dağılıp yıkılmasından sonra bu topraklara Asurlular hakim olmuştur. Persler MÖ. 6. asırda bu bölgeyi istila etmişlerdir. MÖ. 4. asırda Makedonya kralı İskender Persleri yenmiş,Anadolu ve İran’ı istila ederek Makedonya devletine katmıştır.
İskender’in ölümü ile bu bölge (Asya) Selevkos Devleti’nin nüfusunda kalmış ise de aslen bu bölge Kapadokya Krallığının olmuştur. Kapadokya Krallığı Roma İmparatorluğunun hakimiyetini tanımış ve bilahare Roma İmparatorluğu Kapadokya Krallığı ile birlikte bu bölgeyi kendine bağlamıştır. MS: 395 senesinde Roma İmparatorluğu Batı ve Doğu olarak ikiye bölününce bütün Anadolu gibi bu bölgede Doğu Roma (Bizans) ın payına düşmüştür.


1071’den sonra Anadolu toprakları Türklere açılınca, Kırşehir’in Türk tarihine katılma devri başlıyor. Kutalmış oğlu Süleyman Şah, kent ve çevresini Anadolu selçuklular’ına bağlıyor. 1402’de Osmanlı’lar Ankara savaşında, Timur’a yenilince, Kırşehir ve yöresi,

Karamanlılar’a veriliyor. Çünkü bu savaşta Karamanlı’lar Timur tarafını tutup ona yardım etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’in Karamanlı’ları yok etmesinden, Yavuz Sultan Selim’in Dulkadiroğullarını tarihten silmesinden sonra, Kırşehir kesinlikle Osmanlı’ların egemenliğine geçiyor. Celali isyancıları zaman zaman şehre saldırıp yağmalama yapmışlardır.

Bir ara Selçuklulara bağlı Danişmendoğulları bu bölgede hakim olmuşlar ve 1120’de Selçuklulara bağlı bir vilayet daha sonra Konya Selçukluların bir vilayeti olmuştur. 12. asırın 2. yarısında şehir gelişmiş ve Anadolu’nun bağrın da en büyük ilim ve kültür merkezlerinden biri haline gelmiştir.





Kırşehir Anadolu da “ahlaki” denen tasavvufi esnaf teşkilatının en mühim merkezlerinden biri olması ile 14. asırda oldukça gelişmiştir. Meşhur Ahi Evran Kırşehir’e yerleşmiş, Mevlevi tarikatı gelişmiş ve büyük mutasavvıf ve Türk şairi Aşık Paşa burada yaşamıştır.Bu asırda müstesna bir kültür ve ilim merkezi olmuştur.

1.Dünya savaşı bitmiş, Osmanlılar savaşta yenilince savaşın galipleri, Anadolu’yu bölgelere ayırıp, istila etmeye başlamışlardır. Osmanlı sultanları, saltanatlarını sürdürmek için herşeye göz yummuşlardır. Halk durumunda menmun değildir. Bu görüşü savunanların başında Mustafa Kemal Paşa gelmektedir. Ya istiklal, ya ölüm parolasından yola çıkarak; er geç geldikleri gibi gideceklerdir, demektedir.

Kırşehir bu tarihi yol ayırımında Mustafa Kemal Paşadan yana çıkar. Gerek yiyecek-giyecek, gerek para ve gerekse asker olarak tüm Gücünü Paşa’nın emrine verir. Kurtuluş savaşı sona erdiğinde, Kırşehir’li her aile ya birkaç Şehit vermiştir. Ya da her ailenin birkaç gazisi vardır.

19. yy ikinci yarısında Kırşehir sancağı Ankara vilayetine bağlandı. Cumhuriyet devrinde il merkezi oldu. 1954’te ilçe merkezi olarak yeni kurulan Nevşehir iline bağlandı ise de 1957 yılında yeniden kurulan Kırşehir iline merkez oldu.

Hiç yorum yok: